URFA TÜRKÜLERİNDE
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Urfa’da buluşur derler, her gece
Yaylanın geyiği, çölün ceylanı.
Urfalı gönlünde yatar sessizce
Dağ başı kartalı, sahra arslanı.
Vaz geçemem bu elden
Güzeldir her güzelden.
Değil mi, gönlüm yanık?
Urfalıyam ezelden.
Getirmiş kurdu da, kuşu da dile..
“Ne güneştir, ne de soy sop vesile”
İçinin sönmeyen ateşleriyle
Derisi de yanan esmer insanı.
Bul Urfa’yı gizlice
Kalb ata ata, gece
Bir kolun açık kalsın:
Yar gele yata gece...
Duymadınsa, duyacaksın ününü..
Kavga Urfa’lıya yiğit düğünü
Ataların sesi tutmuş o günü.
Birleşmiş çöl ateşi, dağ dumanı.
11 Nisan Bayramı
Yiğit insan bayramı
Yan gönül, tutuş gönül
Urfa’ca an bayramı..
Ebem kuşağı mı kaptın düşünde,
Renkler parıl parıl yanar püşünde?
Keramet var toprağında, taşında
- Yurdunu yıkamış şehitler kanı.-
Kalenin bedenleri
Salmasın gidenleri
Hasretin kahredermiş
Seni terkedenleri..
Yerine göz koyduysa yere batası,
Var mı ölüm denen köyden ötesi?
Di yürü yürü Urfa Çetesi
Görsünler varmıymış senden yamanı?
Urfalıyam dağlıyam
Bahçeliyem bağlıyam
Dünya dünyaya gelse
Ben Urfa’ya bağlıyam.
Burdaydı yangından bahçeye giren
Hanı, o ateşe dalıp gül deren
Mancınık’sız atar gönlünü gören
Gel, gör ateşi göl yapan meydanı..
Gönül çalsın bin telden
Vaz geçmez bu güzelden
Ateş oyuncağıdır,
Urfa’lıdır ezelden...